27 Aralık 2020 Pazar

Ur ( i ) dimmu , "Deli / uluyan Köpek" veya Langdon'ın "Korkunç Tazı" anlamına gelen, [1] Sümer UR.IDIM ve giš.pirig.gal = ur-gu-lu-ú = ur-idim- [ mu ] sözcüksel seride Har .gud = imrû = ballu , antik oldu Mezopotamya ilk ortaya esnasında olabilecek bir insan başlı köpek adam şeklinde efsanevi yaratık Kassite döneminde, eğer Agum-Kakrime Yazıtıgerçek bir dönem parçasının kopyası olduğunu kanıtlıyor. Dik duran, boynuzlu bir taç taktığı ve ucunda uskaru veya ay hilali olan bir asa tuttuğu resmedilmiştir . ḪAR-ra = ḫubullu sözcük dizisi onu bir kalbu šegû , [2] "kuduz köpek" olarak tanımlar .

 


Ur ( i ) dimmu , "Deli / uluyan Köpek" veya Langdon'ın "Korkunç Tazı" anlamına gelen, [1] Sümer UR.IDIM ve giš.pirig.gal = ur-gu-lu-ú = ur-idim- [ mu ] sözcüksel seride Har .gud = imrû = ballu , antik oldu Mezopotamya ilk ortaya esnasında olabilecek bir insan başlı köpek adam şeklinde efsanevi yaratık Kassite döneminde, eğer Agum-Kakrime Yazıtıgerçek bir dönem parçasının kopyası olduğunu kanıtlıyor. Dik duran, boynuzlu bir taç taktığı ve ucunda uskaru veya ay hilali olan bir asa tuttuğu resmedilmiştir . ḪAR-ra = ḫubullu sözcük dizisi onu bir kalbu šegû , [2] "kuduz köpek" olarak tanımlar .

Mezopotamya dini , M.Ö. 3500 ile MS 400 yılları arasında eski Mezopotamya uygarlıklarının, özellikle Sümer, Akkad, Asur ve Babil medeniyetlerinin dini inanç ve uygulamalarına atıfta bulunur ve ardından büyük ölçüde Süryani Hıristiyanlığına yol açarlar. Mezopotamya ve Mezopotamya kültürünün genel olarak dini gelişimi, çeşitli halkların özellikle güneydeki bölgeye ve bölgedeki hareketlerinden özellikle etkilenmedi. Aksine, Mezopotamya dini, binlerce yıllık kalkınma boyunca taraftarlarının iç ihtiyaçlarına uyarlanmış tutarlı ve tutarlı bir gelenekti.


Mitoloji 

Görünüşü, esasen Ugallu'nun tam tersi ya da tamamlayıcısı idi; bir hayvanın kafasının yerine bir insan kafası ve bir insanın vücudunun yerini bir hayvanın vücudu ile değiştirdi. Benzer bir antropomorfik karakter olan "Bull-Man" Kusarikku ile eşleştirilen ikonografide tanrı Šamaš'ın görevlileri olarak görünür . Aššur-bāni-apli'nin Ninova'daki kuzey sarayında bir kapıya koruyucu figür olarak oyulmuştur [3] Ayinlerde hastalar için Marduk ve Zarpanītu ile şefaatçi olarak görünür Özellikle de saygı görüyordu Eanna içinde Urukneo-Babil döneminde, kült bir rol üstlenmiş gibi göründüğü, en son kanıtın Darius I'in 29. yılında olduğu görülüyor [4]

Marduk tarafından yenilen Enûma Eliš'teki on bir Tiamat yumurtasından biri olarak, kötülüğü önlemek için kapı girişlerinde bir kupa olarak gösterildi ve daha sonra benzer bir amaç için binalara gömülü apotropaik bir heykelcik haline geldi. [5] Yunanlılar tarafından Kurt ( Lupus ) olarak bilinen takımyıldızla MUL- veya UR.IDIM olarak tanımlandı [6]

Referanslar

  1. ^ S. Langdon (1923). Babil Yaratılış Destanı . Clarendon. s. 89 .
  2. Benno Landsberger , Anne Draffkorn Kilmer (1962). Antik Mezopotamya Faunası. İkinci Kısım: HAR-ra = hubullu. Tabletler XIV ve XVIII (MSL VIII / 2) . Pontificium Institutum Biblicum. s. 14. 95. satır.
  3. ^ John Malcolm Russell (1992). Ninova'daki Rakipsiz Sennacherib Sarayı . Chicago Press Üniversitesi. s. 183.
  4. ^ Paul-Alain Beaulieu (2003). Neo-Babil Dönemi'nde Uruk Panteonu . Brill Academic Yay. s. 355–358.
  5. ^ Frans AMWiggermann (1992). Mezopotamya Koruyucu Ruhlar: Ritüel Metinler . Styx. s. 172–174.
  6. ^ Urdimmu , CAD U / W s. 214–216.


Lagaş Kralı Urukagina Dönemi Reformu / M.Ö 24-23 Yüzyıl

 



"Zenginlerin ve Rahiplerin Din Adına İnsanları Sömürmesi Yasaktır." "Rahiplerin, Tapınak İçin Fakirlerin Bahçelerinden Odun Alması Yasaktır." "Yoksulların Kendi Bahçelerinde Ürettikleri Meyvelerden Vergi Alınmayacaktır."

Akçaağaç yaprağı

Lagaş Kralı Urukagina Dönemi Reformu / M.Ö 24-23 Yüzyıl


Yolculuğa Çıkanın Arkasından Su Dökmek, Antik Dönem Mezopotamya Geleneğidir.

 



Yolculuğa Çıkanın Arkasından Su Dökmek, Antik Dönem Mezopotamya Geleneğidir. İnsanları Kötülüklerden Koruması ve Güvenle Eve Geri Dönmesini Sağlaması İçin, Mezopotamyalılar, Yüce Yaratıcı ve Su Tanrısı Enki'ye Dua Edip, Yolcunun Arkasından Enki'nin Kutsalı Olan Su'yu Dökerlerdi.


.Gerçek boyutlarda en eski insan heykeli...Urfa Adamı

 








Gerçek boyutlarda en eski insan heykeli...Urfa Adamı
Mö.12-11 bin/ Neolitik çağ ..kireçtaşından yapılmış olan heykelin gözleri obsidyen taşındandır..
*1995 yılında Urfa Balıklıgöl 'ün doğusundaki kazılarda bulunmuştur.. çok önemli bir eserdir.
*Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Muzesindedir.
Balıklıgöl, Urfa Kalesi eteklerindedir..Kale, Balıklıgöl Höyüğü üzerine inşa edilmiştir. Höyük ise, mö.9.500 lere tarihlenir .


26 Aralık 2020 Cumartesi

4500 yıl önce Sumerli güzel bir Rahibenin Kralına yazdığı Dünyanın ilk Aşk mektubu kabul edilen şiir

 



4500 yıl önce Sumerli güzel bir Rahibenin Kralına yazdığı Dünyanın ilk Aşk mektubu kabul edilen şiir dolu sözleriyle sümer çivi yazısıyla yazdığı mektup yıllardır İstanbul Arkeloji Müzesinde sergilenmektedir


Sümer tabletlerinden Uruk Kralı Gılgamesh, AD. 3000

 


“Gılgamış, bu acelen niye?
Aradığın hayatı hiçbir zaman bulamayacaksın. Tanrılar,
insanı yarattığında
O na ölümü bahşettiler
ama hayatı kendi himayeleri altına aldılar.
Sana gelince Gılgamış,
karnını güzel şeylerle doyur;
gece gündüz, dans et ve eğlen,
mutlu ol ve neşelen.
Kıyafetlerini temiz tut,
kendini suya at,
elini tutan küçük çocuğa değer ver
ve karını sevginle mutlu et;
çünkü bu da insanın kaderidir.“
Sümer tabletlerinden Uruk Kralı Gılgamesh, AD. 3000


Efendimiz Neden Sessiz ?

 



Efendimiz Neden Sessiz ?

Bir Köpek Gibi Kuyruğumu Sallayıp Efendime Koşuyorum, Efendime Üç Mektup Gönderdim. Efendimiz Neden Benim Mektubuma Cevap Göndermeye Razı Gelmiyor? Ofisinize, Babanıza Hizmet Ettiğim Gibi, Şimdi Size Hizmet Edeyim!"

Bu Mektup; İşini Geri İsteyen Bir Adamın, Vali Yardımcısına Yazdığı Bir Mektupdur

24 Aralık 2020 Perşembe

MUSUL-HALEP ATABEYLİĞİ ( ZENGİLER) 1127-1259

 





MUSUL-HALEP ATABEYLİĞİ ( ZENGİLER) 1127-1259
Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın kumandanı, Aksungur’un oğlu İmâdeddîn Zengî tarafından Suriye’de kurulan atabeyliktir.
Atabeg veya Atabey kelime anlamı; Selçuklu Devleti'nde şehzadeleri eğitip yetiştiren memurlara verilen unvandır..
Bilinen ilk atabey; Selçuklu hükümdarlarından Melikşah’ın veziri Nizâmül-Mülk’tür. Büyük Selçuklu Devletinin son dönemlerdeki yönetim zafiyetlerinden dolayı altı bölgede Atabeylikler kurulmuştur.
Bunlardan ilki Zengiler de denilen Musul Atabeyliğidir. Zengiler, Oğuz Türkmenlerinin Afşar boyundandır. Başkenti Halep’tir. Zengiler, II. Haçlı seferini etkisizleştirmişler ve İslam dünyasını Haçlıların istilasından korumuşlardır
Irak Seçlukluları Sultanı Mahmud, iki oğluna atabey tayin ettiği Zengî’yi, 1127 senesinde Musul Valisi yapmıştır. Atabey Zengî, Musul’a hâkim olunca, büyük ve kuvvetli bir devlet kurmaya çalışmıştır. Niyeti, önce bölgeyi hâkimiyeti altına alıp, sonra Haçlılarla mücadele etmekti. Bu yüzden Diyarbakır ve Suriye’nin, Arap ve Türk hakimlerine karşı bir fetih siyaseti takip etmiştir.
Aynı siyaseti, Haçlılara karşı da uygulamaktaydı.
Arzusunu gerçekleştirmek için harekete geçen Zengî; Sincâr, Habur, Nusaybin ve Harran’ı ele geçirmiştir. Arkasından Halep’e hâkim olmuştur (1128)
Bu durum Haçlıların Halep üzerindeki arzularına da son vermiştir.
Zengî’nin, Dımaşk’ı (Şam’ı) alması için, önce Hama ile Humus’u ele geçirmesi gerekmekteydi. 1130 senesinde Hama’yı ele geçirdi ise de, Humus önünde başarılı olamayarak, Musul’a dönmüştür..
Atabey Zengî’nin, Irak Selçuklu sultanları ve Abbâsî halifeleriyle olan ilişkileri, zaman zaman değişik bir seyir takip etmiştir. 1146 senesinde Caber Kalesini kuşatan Zengî, muhafızlarından biri tarafından öldürülünce, toprakları oğulları Nureddin Mahmud ve Seyfeddin Gazi arasında bölündü.
Nureddin Mahmud, Suriye’nin idaresini alıp, Halep’i başşehir yaparken, Seyfeddin Gâzi, el-Cezîre bölgesini idaresi altına alarak Musul’u başşehir yapmıştır. Böylece Zengîler ikiye ayrılmıştır. I. Seyfeddin Gazi ve Kudbeddin Mevdud Musul Beyliği'ni, Nureddin Mahmud Zengi'yse Haleb Beyliği'ni yönetmiştir.
Bundan sonra yönetime geçen hükümdarlar başarılar göstermiş olsa da devletin zayıflaması kaçınılmaz olmuştur. Hükümdar Nureddin Arslanşah’ın vefatından sonra, atabeylik emirler ve şehzadeler arasında mücadele sahası hâline geldi.
Bu durumdan faydalanan Eyyubi sultanı Eşref, 1220’de Sincar’ı teslim alarak, Zengîlerin buradaki kolunun hâkimiyetine son vermiştir. Nasıreddin Mahmud’un 1223 senesinde ölmesiyle, Musul’daki Zengîler hâkimiyeti de sona ermiştir.
- MUSUL ATABEGLERİ
İmadeddin Zengi(1127-1146)
Seyfeddin Gazi(1146-1149)
Kutbeddin Mevdud(1149-1170)
Seyfeddin Gazi(1170-1180)
İzzeddin Mesud(1180-1193)
Nureddin Arslan Şah(1193-1211)
İzzeddin Mesud(1211-1218)
Nureddin Arslan Şah(1218-1219)
Nasreddin Mahmud(1219-1222 ya da 1234)
2- HALEP ATABEGLERİ
İmadeddin Zengi(1127-1146)
Nureddin Mahmud Zengi(1146-1174)
Melik Salih İsmail Zengi(1174-1181)
NOT: GÖRSELLER VE YAZI NETTEN ALINTIDIR
KAYNAKÇA
, Dr. Osman Gürbüz, A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 48, Erzurum, 2012, 387-405
Zengiler
Abdüsselâm Uluçam, Irak’taki Türk Mimari Eserleri, Ankara 1989, tür.yer.
a.mlf., “Halep’te Türk Kültür Varlığı”, Anadolu’da Doğdu: 60. Yaşında Fahri Işık’a Armağan (haz. Taner Korkut), İstanbul 2004, s. 777-785.
Tarihte Türk Devletleri, C.I, Ankara Üniversitesi, Ankara 1987, s. X + 422.

22 Aralık 2020 Salı

Kayseri Kültepe’de krallık ve otorite varlığı tespit edildi

 



Kayseri Kültepe’de krallık ve otorite varlığı tespit edildi
Kayseri'de 1948 yılından bu yana kazı çalışmalarının sürdüğü 6 bin yıllık Kayseri Kültepe Kaniş-Karum Ören Yeri'nde bu yıl yeni bilgilere ulaşıldı. Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, "Bu sene yaptığımız çalışmalarda Kültepe’de ciddi bir krallık ve otoritenin varlığını tespit ettik" dedi.
Kayseri tarihini 6 bin yıl önceye dayandıran belgelerin gün ışığına çıkarıldığı Kültepe Kaniş-Karum Ören Yeri, kent merkezine 24 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Hititlerin Anadolu'da kurduğu ilk kentin kalıntısı olan höyük ile höyüğü saran Karum'dan oluşan Kültepe Ören Yeri'nde yönetim binaları, dini yapılar, ev ve dükkan ile atölye kalıntıları yer alıyor.
Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden olan ören yerinde kazı ve restorasyon çalışmaları, 1948 yılından bu yana devam ediyor. Önemli tarihi eserlerin elde edildiği kazı çalışmalarında son olarak yaklaşık 4 bin 200 yıllık olduğu belirlenen Suriye şişesi bulundu.
Bu yıl yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Kazı Başkanı, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, "Bu seneki kazılarımızda aslında birden fazla güzel sonuç var. Bizim Kültepe'de daha önceki kazılarda kalkolitik (bakır çağı) dönem dediğimiz, günümüzden yaklaşık 5 bin yıl öncesine tarihlenen tabakalar kısmen keşfedilmişti. Ama bu sene sürpriz bir şekilde aslında direkt olarak aradığımız yerde değil de Kültepe'nin tam ortasındaki Varşama Sarayı'nın hemen altında kalkolitik döneme ait tabakalar tespit edebildik. Bu aslında Orta Anadolu içinde sürpriz bir gelişmedir. Diğer taraftan Kültepe'ye, özellikle Asurlu tüccarların gelmeye başladığı 4 bin yıl öncesinde önem kazanmış bir şehir diyebilirdik. Ancak bu sene yaptığımız çalışmalarda bu tüccarların gelmesinden önceki dönemde Kültepe'de ciddi bir krallık ve otoritenin varlığını tespit ettik. Daha önceki yıllarda da yaptığımız çalışmalarda bizim büyük anıtsal yapılar burada keşfedilmişti. Bunlar burada güçlü bir iradenin varlığını bize göstermekteydi. Bu sene yaptığımız çalışmalarda bu yapılar sınırlı bir dönemde değil ama yaklaşık 500 yıl boyunca üst üste yapılmış anıtsal yapılarla Anadolu'nun tarih öncesinde ve özelliklede Kültepe'nin çok gelişmiş bir idareye sahip olduğunu gördük" diye konuştu.
Kazı çalışmalarında önemli eserler bulduklarını kaydeden Kulakoğlu, “Özellikle bizim 11 B katı dediğimiz eski tunç çağının sonlarına doğru yani günümüzden 4 bin 200 yıl öncesine tarihlenen yapılarda dini ya da tapınım araçları diyebileceğimiz eserleri bulduk. Heykeller, idoller, figürler bulduk. Bunlar bu yapının karakterini göstermesi açısından önemli oldu. Bu yapı tapınak olsa gerek. Bunlarla birlikte bu tabakaların erken dönemlerine ait yani günümüzden 4 bin 500 yıl öncesine ait yapılarda, yine Anadolu'nun o dönemde gerçekten büyük bir gelişmişlik içinde olduğunu gördük. Kültepe çok büyük bir merkez" ifadelerini kullandı.
Kazı çalışmalarında Suriye şişesi bulduklarını söyleyen Prof. Dr. Kulakoğlu, "Bu Suriye şişesi oluyor. Bu sıvı bir şeylerin kullanıldığı şişe. Yağ ya da parfüm şişesi olabilir. Çünkü ağzı çok küçük. Bu içmek için yapılmış bir şişe değil. Bu yaklaşık 4 bin 200 yıllık bir şişe oluyor. Bu şişeler Suriye'de çok yaygın olarak kullanılıyor. Ancak Kültepe'de bulunan bu şişelerin sayısı Anadolu'da bulunanlardan daha fazla. Bizim açımızdan tarihlendirme için önemli" dedi.

20 Aralık 2020 Pazar

Bereketli Hilalde Tarım.

 


Bereketli Hilalde Tarım.
Eski Yakın Doğu ve özellikle Bereketli Hilal , genellikle tarımın doğum yeri olarak görülüyor . M.Ö. dördüncü bin yılda bu bölge bugün olduğundan daha ılıman bir bölgeydi ve verimli topraklar, iki büyük nehir (Fırat ve Dicle), kuzeydeki tepeler ve dağlarla kutsanmıştı.
Coğrafya
Bölge, hem bölgesel mahsul verimi hem de yıllık varyasyon açısından tarımsal üretim açısından oldukça çeşitliydi (özellikle iyi yıllarda 100 kat daha fazla tahıl hasadı yapıldı). Birçok hasat kuraklık veya sel nedeniyle tahrip edildi. Yapay sulama sistemleri vardı, ancak insanlar yağışın daha eşit bir şekilde yayılmasını sağlamak için yağmurlu, engebeli alanlara güvenmeyi tercih ettiler.
Daha kurak bölgelerde tarım ancak sulama kanalları ile mümkündü. Urartular kanal yapımında ustalardı ve sulama sistemlerinin çoğu hala var. Ana kanallar genellikle devlet tarafından, küçük kanallar ise çiftçilerin kendileri veya yerel topluluklar tarafından oluşturulmuş ve bakımı yapılmıştır. Sulanan tarım arazileri, bugün de olduğu gibi, sürekli tuzlanma tehdidi altındaydı.
Özellikle Babil ve Asur taşkın ovalarındaki toprak kurumaya, sertleşmeye ve çatlamaya meyilliydi. Toprağı tarıma elverişli kılmak için sabanın kullanılması gerekiyordu. MÖ 3000 yılına gelindiğinde sabanlar biliniyordu ve yaygın olarak kullanılıyordu - birçok Asur kralı yeni ve geliştirilmiş bir pulluk türü icat etmiş olmakla övünüyordu.
Mahsul
Tarım için kullanılan başlıca tahıl türleri buğday, arpa, darı ve emmerdi. Çavdar ve yulafın tarımsal kullanımı henüz bilinmiyordu. Babil, Asur ve Hitit topraklarında insan kullanımı için temel tahıl arpa idi: Yaygın olarak kullanılan bir ödeme şeklidir ve arpadan pide yapılırdı. En küçük ağırlık birimi bir taneye eşittir (1/22 g). Bira ve lüks yiyecekler buğday ve emmerden yapılmıştır.
Diğer tarım ürünleri , yaygın olarak yetiştirilen ve yağ yapımında kullanılan susamı (Akadca šamaššammu kelimesinden türetilmiştir ) içerir. Dağlarda zeytinyağı üretildi. Keten, keten bezi yapmak için kullanıldı. Bezelye Mezopotamya'da yetiştirilirken , Filistin'de mercimek tercih edilirdi . Bereketli Hilal boyunca incir, nar, elma ve fıstık bahçeleri bulundu. Güney Mezopotamya'nın köy ve şehirlerinde hurma ağaçları yaygındı. Hurmalar ya taze ya da kurutulmuş olarak yenirdi ve hurma ağacı da el sanatlarında kullanıldı , ancak inşaatta kullanılmadı.
Hasat ve Depolama
Kış gelmeden hasatı tamamlamak için muazzam bir zaman baskısı olduğu için, hasat önemli bir insan gücü gerektiriyordu. Tahıl bir orakla kesildi, kulübelerde kurutuldu ve tahılın "dışarı çıkması" için hayvanlar üzerinde sürülerek harmanlandı. Tahıl daha sonra ya tahıl ambarlarında depolandı ya da su yolları boyunca taşındı (hatta bazen başka ülkelere ihraç edildi). Tahıl ambarlarında, mahsulleri farelerden korumak için kediler ve firavun fareleri kullanıldı.
Jan van der Crabben
(TD:Öne çıkan resim:Bereketli Hilal Haritası
NormanEinstein (MES CC BY-SA)