30 Ekim 2020 Cuma

ZİGGURAT Ziggurat; Akkadça 'zaqa' kelimesinden türemiştir. Genel olarak ''yükseltilmiş, yükselmiş alana kurmak'' anlamında kullanılmıştır

 


ZİGGURAT

Sümerler çoklu tanrı anlayışına sahipti. Belli başlı şehirleri bulunuyordu ve her şehrin koruyucu bir tanrısı vardı. Şehrin yöneticisinin asli görevlerinden biri; bu koruyucu tanrıya tapınak yapmak ve bu tapınağın bakımını sağlamaktı. Mezopotamya'da kaya çok bulunmadığı için bu tapınaklar tuğladan yapılırdı. Zigguratlar çok katlı ve teraslı inşa edilirdi. En üst oda yöneticiye aitti. Yönetici (kral veya kraliçe) tanrıya adakları bu odada sunardı.



Gezinti kısmına atlaArama kısmına atla
İran'daki Çoga Zanbil Zigguradı
Sümerler uygarlığının Ur hanedanlığından kalma MÖ 4100 yıllık Ziggurat (Nasiriye-İrak)

Ziggurat (Akatça ziqqurrat, zaqā "yükselmiş yere kurmak"), Antik Mezopotamya vadisinde ve İran'da terası bulunan piramitlere benzeyen tapınak kulesidir.

Zigguratlar eski Mezopotamya'da Sümerlerde, Babillerde ve Asurlarda bir çeşit tapınaktır. En eski ziggurat örnekleri basit yükselti platformları iken Ubaid döneminde MÖ 4000'li yıllara aitti. En sonuncusu da MÖ 6. yüzyıldadır. Piramitlerin aksine zigguratların üstü düzdür. Basamak piramidi tarzı ilk krallık dönemleri sonunda olmuştur. Dikdörtgen, oval ya da kare platformlar üzerinde kurulan zigguratların pramitsel tasarımı mevcuttu. Güneşte ısıtılmış tuğlalar zigguratların dışındaki görüntüsünü yaratmıştır. Bu tuğlalar genelde astrolojik anlamlarından dolayı değişik renklere sahipti. Kat sayısı 2 ila 7 arasındaydı ve tepesinde ya bir tapınak ya da türbe bulunurdu. Türbeye ulaşmak için bir tarafında rampalar yapılır ve bu rampa en aşağısından en yükseğine kadar uzanırdı.Tanınmış örnekleri arasında Nasiriye'da bulunan Büyük Ur Zigguradı bulunur.

Mezopotamya zigguratları sadece halkın ibadet ettiği ya da seremoni yaptığı yerler değildi. Bu yerlerde tanrıların bulunduğuna inanılırdı. Zigguratlar sayesinde tanrıların insanlara yakın olduğuna inanılırdı. Her şehrin kendi tanrısı mevcuttu. Sadece rahipler zigguratın içerisindeki odalara girebilirdi ve onların sorumluluğu altında tanrıların gereksinimleri karşılanırdı. Bu vesile ile, zigguratların içerisinde tanrılarla yüz yüze karşılaştıklarını ve diyalog kurabildiklerini iddia eden rahipler böylece Sümer halkının en güçlü üyelerinden olmuştur.

Bilinen 32 ziggurat vardır. Bunlardan 4'ü İran'da, gerisi Irak'tadır.En son keşfedilen ziggurat İran'ın merkezi Tepe Sialk'ta bulunmuştur.

Günümüzde eski halini en iyi koruyan zigguratlardan biri de İran'ın batısında Koka Zanbil'dedir; İran-Irak Savaşında birçok arkeolojik yer yokolsa da burası ayakta kalmıştır. Tepe Sialk ise günümüzde mevcut olan en eski ziggurat olduğu tahmin edilmektedir ve MÖ 3000'li yıllardan kalmaktadır. Ziggurat tasarımları basit bir tepe üzerine oturulmuş mimariden, matematiği ve inşaatın mucizesine kadar ulaşabilen birçok çeşittedir.

Basit bir ziggurata örnek, Sümerler döneminden kalan Uruk'taki Beyaz Tapınak'dır. Ziggurat kendiliğinden Beyaz Tapınağın bulunduğu yerdir. Amacı da ne kadar gökyüzüne yakın olursa, tanrılara ulaşımın o kadar kolay olduğuna inanılırdı.

Bilinen en büyük ziggurat ise, Babil'den kalma Marduk zigguratıdır (ya da Etemenanki). Ne yazık ki, bu tapınağın tabanından bile kalıntısı fazla kalmamıştır, ancak arkeolojik araştırmalar ve tarihsel kayıtlar sayesinde bu zigguratın renkli 7 katlı, ve tepesinde de dev bir tapınaığın bulunduğu gösterir. Tapınağının renginin indigo (mora yakın) olduğu düşünülmekte, ve en üst katlarda da bu renk kullanılmaktadır. Tapınağın üstüne giden 3 merdivenin bulunduğu bilinir, ve bunlardan ikisi zigguratın yarısına kadar ulaşır.

Bu zigguratın diğer ismi Etemenanki,Sümerce'de "Cennet ve Dünya'nın kuruluşu" manasına gelir. Hammurabi tarafından inşa edildiğine inanılır, ve bu zigguratın içinde bulunanlar bundan daha önce bulunan zigguratlarda da bulunur. En üst katı 15 metre uzunluğunda tuğla gelişimiyle Kral Nabukadnezzar tarafından yapılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder