Vanessa Hayes, Namibya’daki Juǀhoansi insanlarıyla konuşuyor. C: Chris Bennett
Yaşayan Tüm İnsanların Kökeni Botswana’ya Dayanıyor
Araştırmacılar, yaşayan tüm insanların atalarının ana bölgesini geniş bir sulak alana, modern Botswana ülkesine kadar takip ettiklerini iddia ediyor.
Araştırmaya göre, Zambezi Nehri’nin güneyindeki toprak, 200.000 yıl önce Homo sapiens için bir ev haline geldi ve en az 70.000 yıl boyunca izole kalarak kurucu bir modern insan nüfusu sağladı.
Bu nüfus, dünyanın eğim ve yörüngesindeki değişikliklerden kaynaklanan iklim değişikliğine kadar bölgede kaldı. Bu iklim değişikliği, kuzey-doğu ve güney-batıya yağmur getirdi ve erken insanların yeni bölgelere yayılmasına izin veren bereketli yeşil koridorlar yarattı.
Araştırmanın baş yazarı Prof Vanessa Hayes, “Uzun zamandır modern insanların Afrika’da kabaca 200.000 yıl önce ortaya çıktığını biliyoruz, ancak bu çalışmaya kadar bunun tam olarak nerede gerçekleştiğini bilmiyorduk.” diyor.
Bazı araştırmacıların şüpheyle yaklaştığı sonuçlar, çoğu hücrede bulunan küçük pil benzeri mitokondrilerdeki genetik materyal olan 1.217 örnek mitokondriyal DNA örneğinin analizine dayanıyor.
Araştırmada kullanılan DNA’nın tamamı, Khoisan dilinde konuşan ve geleneksel olarak göçebe yaşayan bir topluluk olan Khoisan da dahil, bugün Güney Afrika’da yaşayan insanlardan geldi.
Hayes ve meslektaşları, günümüzde yaşayan en eski anne çizgisini ortaya çıkarmak için yalnızca anneden çocuğa geçen mitokondriyal DNA’yı kullandılar. Araştırmalarına göre, L0 adı verilen soy ve alt dalları, Namibya’dan Botswana’ya ve Zimbabwe’ye yayılan “atalara ait bir eve” işaret ediyor.
Araştırmacılar daha sonra bölgedeki iklim ve daha geniş ekosistem hakkında ayrıntılı bilgi edinmek için jeolojik, arkeolojik ve fosil kanıtlara yöneldiler. Bir zamanlar bölgeye egemen olan Makgadikgadi Gölü denilen Yeni Zelanda büyüklüğünde bir su kütlesinin, 200.000 yıl önce büyük bir sulak alana dağılmaya başladığını tespit ettiler.
Hayes, “Burası çok bereketli olmalıydı ve modern insanlar ve vahşi hayatın yaşaması için uygun bir yaşam alanı sağlamış olmalıydı.” diyor.
DNA analizlerine göre, kurucu popülasyonun bir kısmı, yağışların kurak toprakları ıslatmasıyla açılan yeşil bitkili rota boyunca kuzey-doğuya hareket ederken 130.000 yıl önce L0 soyları ayrıldı. İkinci bir göç dalgası yaklaşık 20.000 yıl sonra güney-batıya yöneldi. Araştırmacılara göre Kuzeydoğuya gidenler, tarım nüfusunun ortaya çıkmasına neden olurken, güneye gidenler kıyı toplayıcıları oldu.
Hayes, “Esasen, bu atalar ilk insan kaşiflerdi.” diyor.
Sonuçlar şüpheli olabilir
Ancak diğer araştırmacılar bu araştırmadan ikna olmuş değil.
Londra’daki Doğal Tarih Müzesi’nde insan kökenini inceleyen Chris Stringer, “Ataların popülasyonlarının 200.000 yıl önce, özellikle Afrika kadar geniş ve karmaşık bir kıtada yaşadığı yerin tam olarak nerede olduğunu anlamak için modern genetik dağılımları kullanmak konusunda kesinlikle ihtiyatlıyım.” diyor.
“Küçük bir genom, bir bölge, bir taş alet endüstrisi veya “kritik” bir fosil üzerinde yoğunlaşan pek çok çalışma gibi, diğer kökenler de dikkate alındığında, mozaikleşen kökenlerimizin tüm karmaşıklığını yakalayamaz.”
Stringer, erkekten aktarılan Y kromozomunun analizlerinin, Y taşıyan atalarımızın batı Afrika’dan geldiğine işaret ettiğini gösterdiğini söylüyor. Bütün genomları inceleyen daha ileri araştırmalar, kıtanın doğusundan çıkan Afrika’dan göç eden nüfuslara işaret ediyor. Bu ve diğer birçok veri, kıtanın dışındaki diğer insan gruplarıyla çiftleşmenin de eklenmesiyle, Afrika’nın farklı bölgelerinden gelen bir soy kökünün bir karışımı olduğumuzu gösteriyor.
Pennsylvania Üniversitesi’nden genetikçi Sarah Tishkoff da şüphelerini dile getiriyor: “Çalışmaya dahil edilmemişlerse, diğer bölgelerde daha eski soylar olmadığını nasıl bilebilirler?”
“Afrika’daki modern insanların coğrafi kökeni hakkında yalnızca modern popülasyonlardaki varyasyon kalıplarına dayanarak çıkarımlar yapmak mümkün değil. Bunun nedeni, insanların uzun mesafelere göç etmeleri. Son 80.000 yıl içinde Afrika’dan ve dünyanın çeşitli yerlerinden göç ettiler ve bu göçler sonradan veya uzak geçmişte yaşanmış olabilir.”
The Guardian. 28 Ekim 2019.
Makale: Eva K. F. Chan, Axel Timmermann, Benedetta F. Baldi, Andy E. Moore, Ruth J. Lyons, Sun-Seon Lee, Anton M. F. Kalsbeek, Desiree C. Petersen, Hannes Rautenbach, Hagen E. A. Förtsch, M. S. Riana Bornman & Vanessa M. Hayes. 2019. Human origins in a southern African palaeo-wetland and first migrations. Nature.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder