17 Şubat 2020 Pazartesi

DÖNÜŞÜ OLMAYAN YOL- MEZOPOTAMYA DA ÖLÜM VE AYİNLER


mezopotamya ile ilgili görsel sonucu

DÖNÜŞÜ OLMAYAN YOL- MEZOPOTAMYA DA ÖLÜM 

VE AYİNLER

‘’HARRAN LA TARRAT.’’ DÖNÜŞ YOK.

 Ölümden sonra insanlar yeryüzünden yeraltı dünyasının kapılarına ya da nehrin kıyılarına yolculuk ederdi. Bu yola: ‘’dönüşü olmayan yol’’ denirdi yani:  harran la tarrat. İnsanlar buradan yeryüzüne asla geri dönemezdi.

HER YOL HUBUR NEHRİNE ÇIKAR.

 ferry - Dönüşü olmayan yol- Mezopotamya da ölüm ve ayinler
Yolun sonunda çeşitli uzantılar  vardı; bazen yeraltı dünyasının kapılarında son bulurdu. Bazı yazılarda dikkat çekildiği üzere  karşı tarafına geçilmesi gereken Hubur Nehri’ne varırdı yollar.

İNANNA BU NEHRİ GEÇMEZ.

 Inanna ise bu nehri geçmek zorunda kalmadan direk olarak yeraltı dünyasına girebilmiştir. Oraya vardığında kapının bekçisiyle  karşı karşıya gelmiştir. Bu kapı bekçisinin adı: Bidu ya da Pidu veya başka kaynaklarda Nedu/Neti olarak geçer.
 ÖLÜM DİYARININ BEKÇİSİYLE İNANNA’NIN BAZI DİYALOGLARI.               
inanna 1 - Dönüşü olmayan yol- Mezopotamya da ölüm ve ayinler
-me-e ga-san an naki –utu—e-a-as
Ben cennetin leydisiyim , güneşin doğduğu yere gidiyorum.
 Kapının bekçisi, Bidu ( ki adı  Semitik dilde petu yani açmak fiilinden gelir.) ona sorar:
‘’  tukum biza-e inanna ki utu—e-a-as
a na am ba-du un –kur-nu gi –se
 har-ran-lu-du-be-nu-gi-gi-de-sa-zu-a-gim tum-mu-um’’
 Madem sen güneşin doğduğu yere giden İnannasın
Neden dönüşü olmayan bu yere geldin?
Bu kararıvermene sebep olan nedir?”  (Horrowitz 1998-354)
 Dönüşü olmayan bu yola aynı zamanda: uruh la tari  adı da verilmiştir. (Horrowitz 1998-354-55)

 İnsan olmayan varlıklar, tanrılar, tanrıçalar, iblisler, hayaletler başka rotalar seçebilirlerdi. ‘’Cennetin basamakları’’: (Akadça: simmilat samami) yeraltı dünyasından ulaşılabilirdi. Ruhlar yeryüzünün çatlaklarından nüfuz edebilirdi.

MEZOPOTAMYA DA ÖLÜM VE AYİNLER

babil - Dönüşü olmayan yol- Mezopotamya da ölüm ve ayinler
 Ölen insanla mezara konulurdu ama burası yeraltı dünyası değil yolculuğun başladığı kaynak noktasıydı.
  Bu törensel yolculuk halka açık bir ritüelle yapılabilirdi. Tanrılara adaklar sunulabilirdi. Bu adak sunumları Kaskal Kul denilen yapılar içinde düzenlenebilirdi. Kaskal Kul-,  Kur ‘a giden  (doğaüstü) yol manasına gelir.

Yolun sonunda ruh ölüler dünyasına geçmelidir. Yeni gelenler Hubur Nehrini geçer. Ölüyü temsil eden (bir nevi nehri geçmesini sağlayacak kayıkçıyı temsil eden) ilahi söyleyici ya da  rahibe ödeme yapılır. Bu paraya ‘’addir.’’ Denir.
Kaynak: Leicester Univeristesi./ Arkeoloji ve antik Tarih Bölümü/ Renata Mcdougal-2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder