12 Ekim 2019 Cumartesi

Yezidiler ya da diğer adıyla Ezidiler kimdir? Ezidi inançları Yezidilik ve inanç sistemleri hakkında merak ettikleriniz




Yezidiler ya da diğer adıyla Ezidiler kimdir? Ezidi inançları Yezidilik ve inanç sistemleri hakkında merak ettikleriniz


Ezidiler kimdir? İnanç sistemleri nasıl? Şeytana mı tapıyorlar? Hangi dilleri konuşuyorlar? soruları farklı dönemlerde gündeme gelen konulardan biri. Bu hakkında az şey bilinen halkın merak edilen özelliklerini sizler için derledik. İşte ayrıntılar...


Yezidiler ya da diğer adıyla Ezidiler kimdir? Ezidi inançları Yezidilik ve inanç sistemleri hakkında merak ettikleriniz


Gündem değişse de Ezidiler ya da diğer adıyla Yezidiler farklı dönemlerde insanların ilgisine mazhar oluyor. Özellikle din ve farklı ahlak anlayışları onu içinde yaşadığı bölgede diğer halklardan ayırıyor. Peki Yezidiler ya da diğer adıyla Ezidiler kimdir? Ezidi inançları Yezidilik ve inanç sistemleri hakkında merak ettikleriniz…
EZİDİLER KİMDİR?
Yezidiler ya da Ezidiler çoğunlukla Kürtçe konuşan etnik-dinî bir topluluğa verilen isimdir. Bu topluluğun Zerdüştlük ve eski Mezopotamya dinlerinden uzanan dinî inançlarına Yezidilik ya da Ezidilik denilmektedir. Ezidiler, temel olarak târihte Asurluların bir parçası olan Irak’ın Ninova bölgesinde yaşamaktadırlar. Yezidilerin bir kısmı Kürt kimliğini benimsemiş olsa da, özellikle Ermenistan’da yaşayan Yezidiler, kendilerini Kürtlerden ayrı tutmaktadır. Ermenistan, Gürcistan, Suriye ve Türkiye gibi ülkelerde yaşayan Yezidi toplulukları gittikçe azalma ve Avrupa’ya, daha çok da Almanya’ya göç etme eğilimindedirler.
COĞRAFİ DAĞILIM
Ermenistan, Gürcistan, İran, Suriye ve Türkiye’de de cemaatleri bulunan Yezidilerin bugünkü toplam sayısının 800.000 civârında olduğu tahmin edilmektedir. Bâzı bilimsel araştırmalar ise Yezidilerin nüfusunun çok daha fazla olduğu yönündedir. Ayrıca başta Almanya ve İsveç olmak üzere Avrupa ülkelerinde de birçok göçmen Yezidi yaşamaktadır.
1970’li yıllara kadar Urfa, özellikle de Viranşehir’de yoğun olarak yaşayan ve sayıları 80.000’i bulan Türkiye Yezidileri, 1980’lerle beraber ülke dışına göç etmeye başlamışlardır. 1985 yılında 23.000’e inen sayıları, 2007 yılında 377’ye kadar (Urfa’da 243, Batman’da 72, Mardin’de 51, Diyarbakır’da 11 kişi) gerilemiştir. Türkiye Yezidilerinin büyük bir kısmı bugün Almanya’da yaşamaktadır, Avrupa Parlamentosu üyesi Feleknas Uca ve Sol Parti üyesi Ali Atalan bunlardandır.
YEZİDİLİK DİNİ
Ana madde: Yezdanilik
Laliş, Şeyh Adî’nin mezarı, Irak-Kürdistan Bölgesel Yönetimi.
“Ezidi” kelimesinin bu dinin tanrısı olan Azda kelimesinden türetildiği iddia edilmektedir. Kürt dilinde “Tanrı” ismini karşılayan iki kelime mevcuttur: Bunlar “Ezda” ve “Xweda”‘dır. Ezda beni yaratan, veren ve var eden anlamlarına gelmektedir. Xweda ise kendiliğinden var olan anlamına gelmektedir.
Yezidiliğin önceki ilahî dinlerde anlatılan Düşmüş Melek’in yaratıcının buyruğuna rağmen insan karşısında eğilmeyip saygı göstermemesi, onun aslında ne kadar asil olduğunun tüm Evren’e ispâtıdır ve yaratıcı tarafından sınanmıştır. İşte bu sınavı başarı ile verip tüm insanlığın ve dünya işlerinin başına geçme hakkını kazanmış diye düşünülür.
Ancak burada Düşmüş Melek’in sahip olduğu özellikler, diğer dinlerden farklıdır. Yezidilikte tanrı, Dünya’nın sadece yaratıcısıdır, sürdürücüsü değildir. Tanrısal iradenin vücut bulması için Düşmüş Melek, bir nevi aracılık rolü üstlenmiştir. Düşmüş Melek, Melek Tavus olarak adlandırılır ve bir tavus kuşu ile simgelenir. Gururlu bir melek olduğundan tanrıya isyan etmiş, ceza olarak 40.000 sene orada yanmış, sonunda döktüğü göz yaşları bu ateşi söndürmüştür. Artık tanrıyla barışıktır. Düşmüş Melek, yemek pişiren ve yangın çıkaran ateş gibi, Dünya gibi hem iyi, hem de kötüdür. Yezidiler için Melek Taus, en güçlü melek ve aynı zamanda affedilmiş Şeytan’dır. Bu ismi ağzına almak, mukaddes olduğundan yasaktır. Tanrı, özünde iyilikle dolu olduğundan ibadet edip onun gönlünü kazanmak gerekmez. Aksine ibadetin ona değil, içi kötülüklerle dolu olana, Tavus’a yapılması ile kötülüğün en büyük kaynağından korunulur. Bu anlamda iyilik ve kötülüğün kaynağı aslında Melek Tavus’tur. Âhiret inancı gibi sonradan hesap verilecek bir yerin varlığı söz konusu değildir. İnsanın inanışına ve yaşayışına göre Dünya Cennet’e de, Cehennem’e de dönüşebilir. Melek Tavus, bütün bu işlerin denetleyicisi ve tanrının bu Dünya’daki gölgesidir.
Ayrıca Yezidilikteki Melek Tavus inancı, eski Zerdüştlük ve Mitraizm’den etkilenmiştir. Günümüzde Yezidiler oldukça kapalı ve geleneklerine bağlı olarak kültürlerini devam ettirmektedirler. Kuşlara ve yılanlara olan hürmetin 6000 sene öncesine dayanan kuşa tapan inançlardan gelmiş olması muhtemeldir.
ezidi site sozcu ile ilgili görsel sonucu
Yezidilere göre yaradılış
19. yüzyılın sonlarında Mardinli Yezidiler.
Başlangıçta Tanrı Azda, kendi ateşinden Melek Tavus’u yaratır ve ona Evren’i ve insanı yaratma görevini verir. Bununla birlikte yaradılış işinde Tavus’a yardımcı olacak altı melek daha yaratır. Bunun üzerine Melek Tavus, Azda’nın verdiği buyruk doğrultusunda ve yine Azda’dan aldığı bir toz ile Erkek ile Kadın’ı ve Evren’i, ayriyeten ayak işlerini görmesi için dört cin yaratır.
Daha sonra Melek Tavus, yarattığı bu iki insanı takdim etmek üzere Azda’nın yanına gider ve Azda, Melek Tavus’a “Bundan sonra bu iki insana tâbî olacaksın” der. Bunun üzerine Melek Tavus, “Bu iki insanı yaratan, yoktan vareden benim. Niçin onlara tâbî olayım? Ben sadece beni yaratan sana tâbî olur, sana ibadet ederim” der.
Bu ilk iki insandan toplam 80 çocuk Dünya’ya gelir. Daha sonra bu ilk iki insan, ideal insan konusunda anlaşmazlığa düşerek kavgaya tutuşurlar ve sınavdan geçirilmelerine karar verilir. Her ikisi de ruhlarını, düşüncelerini bir küpe doldururlar ve ağzını kapatırlar. 40 gün sonra Erkek olanın küpünden Şahid bin Car adında güzel bir genç çıkar. Kadınınkinden ise akrepler, çıyanlar, sürüngenler.
Adam, Şahid bin Car’ı o kadar sever ki diğer 80 çocuğuyla artık ilgilenmez olur. Bu da kadın ve 80 çocuğu arasında kıskançlık ve nefrete neden olur. Karar verirler, Şahid bin Car öldürülecektir. Kadın, bir parola belirler ve suikastın yapılacağını bu parolayla bildireceğini söyler. Ancak her şeyi bilen ve duyan Melek Tavus’u hesaba katmamıştır. Melek Tavus, yarattığı dört cine emir verir ve cinler gece olunca bu 80 çocuğun ağızlarına üflerler. Uyandıklarında 80’i de farklı dil konuşmaktadırlar. Bu sebeple annelerinin söylediği parolayı da anlayamazlar. Şahid bin Car, böylelikle Melek Tavus’un sayesinde kurtulur.
Daha sonra Şahid bin Car’a dişi bir melek gönderilir ve bundan olan çocuklar, Yezidilerin atalarını oluşturur. Diğer 80 çocuktan Dünya’ya gelenlerse diğer insanları oluştururlar.
ezidi site sozcu ile ilgili görsel sonucu
Yezidilikteki inançlar
Yezidiler kendilerine “Azday Halkı” adını verirler. İnançları arasında şu esaslar vardır:
Yezidiler’in önemli ibadethanelerinden biri olan Laliş’teki “Nûranî Dergâhı”. (Irak-Kürdistan Bölgesel Yönetimi).
Dünya sonsuzdur, Dünya’yı yaratan tanrı onu asla yıkmaz.
Tabiatın korunması ve tabiata saygı esastır.
Günde iki defa Güneş’e dönerek ibadet edilir.
Çarşamba gününü, Melek Tavus ve ilk iki insanın yaratıldığı gün olup Şahid bin Car’ın meydana geldiği gün olduğundan dinlenme günüdür.
Ancak Şahid bin Car’ın soyundan gelenler Yezidilerdir. Sonradan Yezidi olmak mümkün değildir.
Şeytan’ın adını telaffuz etmek, onun adını hatırlatan Kitan, mel’un, na’l, Şar, Şat gibi kelimeleri anmak, bu isim mukaddes olduğundan haramdır.
Mukaddes ağaçlara tapılır.
Kadınların saçlarını kesmesine müsaade yoktur.
Nisan ayında evlenilmez.
Bal kabağı, ceylan eti ve marul yenmez.
Çok mukaddes bir renk olduğundan lacivert renkli elbiseler giyilmez.
Şeyhler, pîrler ve müritlerden oluşan üç kastlı hierarşileri olup ancak kast dahilinde evlenilebilir
Şeyhlere para verilir.
Üst kasta mensup olanlar, çok eşli evlenebilir.
Başka din mensubuyla evlenen “aforoz” edilir, hatta öldürülür.
Heft Sirr adı verilen “Yedi Sır” Şeyh Şems ed-Dîn, Şeyh Fahr ed-Dîn, Şeyh Sacâdîn, Şeyh Nâsir ed-Dîn, Şeyh Hesen, Şeyh Adî ve Melek Taus’tan ibarettir.
Reenkarnasyon vardır.
Mitraizm’de olduğu gibi boğa kurban edilir.
Vaftiz yapılır.
Yezidilerin kutsal kitapları
Yezidilerin iki kutsal kitabı olduğu söylenir:
1. Meshaf Reş:
15. yüzyılda yazıldığı ortaya atılmış olan ve Yezidilerin mitolojisini anlatan bir eser. Ayrıca kitabın sonunda Ezidilerin yapmalarının yasak olduğu şeyler bildirilir.
2. Kitab el Celve:
Daha geniş bir zaman diliminde Yezidileri bilgilendiren yazılmış bir kitaptır. Bu kitapta, bu kitabın sadece Yezidiler tarafından okunması gerektiği ve yabancıların eline geçmemesi söylenir. Beş bölümden oluşur.
Birinci Bölüm: Melek Tavus’un ezelî oluşu ve sıfatları. Diğer dinlerin artık hükümsüz oluşu ve kitaplarının geçerlililiğini kaybetmiş olduğu.
İkinci Bölüm: Ödül ve ceza, reenkarnasyon.
Üçüncü Bölüm: Her şeyin Melek Tavus’un denetiminde olduğunu anlatan bölüm.
Dördüncü Bölüm: Mevsimler, yasalar ile ilgili bilgiler ve yabancı inançlara kapılmamak gerektiğine dair uyarılar.
Beşinci Bölüm: Kendisini simgeleyen kavramlara saygılı olmayı buyuran bölüm.
Bugün çağdaş dil bilimcileri, bu eserlerin aslında Yezidilerin kutsal kitabı olmadığını kabul ederler; yukarıda geçen iki eserin de eski çağlara dayanmadığı kanıtlanmıştır. Bunun en büyük sebebi Yezidiliğin büyük ölçüde sözlü bir edebî geleneğe dayanmasıdır. Bu sebeple büyük İbrahimî dinlerdeki gibi bir yazılı kutsal metin mevcut değildir. Bununla birlikte son zamanlarda Yezidiler, ritüellerde kullandıkları şarkılar gibi çeşitli dinî sözlü edebiyatı yazılı forma geçirmeye ve basmaya başlamışlardır.
12. yüzyılda Yezidilik
Ana madde: Adî bin Musafir
Arap kökenli Şeyh Adî tarafından kurumlaştırılan bu dinde inananların çoğunluğu Kürtçe konuşmakta olup ağırlıklı olarak Irak’ın Musul kentinde yaşamaktadırlar. Bununla birlikte, anadili Arapça olan Yezidiler de vardır Bâzı araştırmacılara göre Yezidiler, Kürtler tarafından asimile edilmiş Asurilerdir Tarih öncesi dönemlerden beri Asurlularda kuş şeklinde simgeleştirdikleri ve kutsal kabul ettikleri bir Şeytan’a tapmaktadırlar.
Şeyh Adî Suriye’den Laliş’e taşındığında orada Şeyh Şems ed-Dîn, Şeyh Fahr ed-Dîn, Şeyh Sacâdîn ve Şeyh Nâsir ed-Dîn isimli dört aziz kişiyle tanışmış. Bu kişiler Ēzdîna Mîr adlı bir adamın oğulları olup bu gruba daha sonra Yezidiler tarafından al-Hassan al-Basrî olarak anılan Şeyh Hesen de katılmış. Bu beş kişi, Şeyh Adî ve Melek Taus ile birlikte Yezidilerin Heft Sirr dedikleri “Yedi Sır”‘ını oluşturur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder