12 Ekim 2019 Cumartesi

Yezidilerin (Ezidi) yeni yılı olan Kırmızı Çarşamba ŞEYTANA MI TAPIYORLAR?




Barış süreci kapsamında yaşanan tartışmalara ve olası senaryolara duyarsız kalıp Kuzey Irak'ı keşfe çıkmamak çok zor.
Kısa bir duraksama evresinden hemen sonra Diyarbakır'dan bir ticari taksiyle sınırı geçtim. Önce Duhok'a ardından Erbil'e geldim. Ancak tüm seyahat karayoluyla yapılınca, planlanmamış, tesadüfi deneyimler yaşamaktan da kaçınmak imkânsız oluyor.
Benim tesadüfüm, Yezidilerin (Ezidi) yeni yılı olan Kırmızı Çarşamba'ya tanıklık etmek oldu. O sebeple seyahatimin diğer başlıklarını başka bir güne erteleyip bugün size Kırmızı Çarşamba'yı anlatmaya karar verdim.
ŞEYTANA MI TAPIYORLAR?
Hatırlarsanız, Yezidilerin sesini bir süre önce Başbakan'ın "Biz Yezidi de olsa onlara insanca yaklaşıyoruz" sözlerine isyan ederken duymuştuk.
Yezidilik hakkında bilgi sahibi olmayanlar için kısaca anlatmakta fayda var; Yezidi dininde Melek Tavus'a (Azazil) inanılır.
Melek Tavus'un Şeytan olmadığına ve Şeytan'a ibadet edilmediğine dair inançları; Tavus sadece Allah'a secde eden ve diğer melekler tarafından ihanete uğramış daha sonra Allah tarafından affedilmiş bir melek diye savunulur.
Yezidiler, kendilerine gönderilmiş bir peygamber olduğuna inanmamakta. İnançları, melekler  ve azizler (evliyalar) üzerine kurulu.Kitapları da yok.
YEZİDİLERİN YENİ YILI
En büyük ve en önemli Yezidi bayramı ise işte tam da benim denk geldiğim Çarşema Sor. Türkçeye Kırmızı Çarşamba olarak çevrilmiş. Doğu takvimine göre nisan ayının ilk çarşambası Yezidilerin yılbaşısı sayılıyormuş.
Laleş, Şeyh Adiy'nin mezarının bulunduğu bir tavaf merkezi, kutsal mekânları. Yeni yılı burada karşılıyorlar.
Sağ ayakla girmenin ve eşiğe basmanın günah kabul edildiği Laleş'te daha önce tanıklık etmediğim ibadetleri gözlemleme fırsatı buldum.
Daha sonra "Şimdi ben Şeytan'ın evinde miyim?" diye espriler yapsam da hayatımın unutulmaz deneyimlerinden biri olduğunu inkâr edemem.
Laleş'te kutsal kabul ettikleri kişilerin mezarları üzerinde onlarca rengârenk kumaşlar bulunuyor. Dilek dilemek için düğüm atmanız gerekiyor. İbadethanenin her bir köşesinde evliya mertebesine ulaşmış kişiler dua ediyor. Yanlarına oturamıyor ama çömeldiğinizde dualarını size yönelttiklerine tanıklık edebiliyorsunuz.
MARUL YEMEK GÜNAH!
Laleş'in bekçisi olacak kişinin en az bir sene yıkanmamış olmasının zorunlu olduğunu anlatıyorlar, irkiliyorum. Marul yemenin günah kabul edildiğini, çünkü Melek Tavus'un kaçmak için bir marulun içine saklandığını söylüyorlar, gülüyorum. Tıpkı Paskalya'da olduğu gibi yumurta boyadıklarını anlatıyorlar, şaşırıyorum.
Sadece birbirleriyle evlenebildiklerini açıklıyorlar, hoşlanmıyorum. "Yezidi olunmaz doğulur" diyorlar, sonradan Yezidi olmanın mümkün olmadığını anlatıyorlar, "Hadi bu kadar gözlem yeter" diyorum...

Tuğçe Tatari

tugce.tatari@aksam.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder