12 Aralık 2019 Perşembe

URŞU KUŞATMASI(HİTİT)

Görüntünün olası içeriği: açık hava ve doğa


URŞU KUŞATMASI(HİTİT)


Not:tek tabletten elde edildi bilgiler, konunun devamini anlatan tabletler kayiptir
Olay Luhuzsantiya Şehri’nden kralın kendisinin idare ettiği Hitit ordusu tarafından kuşatma altında tutulan
Urşu şehri’nin hemen dışında geçmektedir. Haekat, kral tarafından Luhuzantiya Şehri’nden idare
edilmektedir. Urşu bir yandan Hurri devletiyle bir yandan ise Halep Şehri, Zaurar şehri ve bir olasılık
kuvvetlerinin şehre bakan bir dağ yamacında gizlenip durumu gözlediği Karkamış şehriyle temas ve hatta
belki de ittifak halindedir. Hikaye şöyle devam etmektedir.
“Koç başını kırdılar. Kralın öfkesi arttı ve yüzü korkutucu b ir hal aldı. Bana hep kötü haber getiriyorlar;
Fırtına tanrısının seli sizi alıp sürüklesin! Boş durmayın. Hurri tipi yeni bir koç başı yapın ve hemen kale
kapısına getirin. Suni bir tepe yapın ve onu da yerine yerleştirin. Toprak yığarak büyük bir tepe yapın.
Bitirdiğiniz zaman herkes yerini alsın. Bırakın önce düşman savaşa katılsın ki, planı ortaya çıksın. (Daha
sonra emrindeki generali, Santaş’a hipta eder; muhtemelen daha önceden kıssada hissede tanık
olduğumuz kara talihli generaldir) Kim İriyoya’nın gelip de, “Biz bir kale ve koş başı getireceğiz” diye yalan
söyleyeceğini düşünebilirdi ki? – Fakat ne bir kale, ne de koç başı getirirler. Onları başka bir yere
götürmüştür. Onu yakalayın ve deyin ki, “Sen bizi kandırıyorsun” ve bizde kralı kandırıyoruz.”
Koç başının boş yere kaybedilmesinden sonra ne oldu peki? Şantaş’ın durumu tekrar rapor et tiği kral bu
devamlı gecikmeden dolayı bir kez daha küplere biner.
Niye çarpışmadınız? Sudan yapılma at arabalarının üze rinde oturuyorsunuz. Neredeyse kendiniz suya
dönüşeceksiniz (?)… Önünde diz çökseydiniz bile yine de onu öldürebilir yada hiç değilse korkuturdunuz.
Fakat gördüğüm kadarıyla bir kadın gibi hareket etmişsiniz… Onlarda krala şu cevabı verdi “Sekiz defa
(yani, sekiz cephede?) çarpışacağız. Gizli planlarını meydana çıkaracağız ve şehirlerini harap edeceğiz”
Kral cevap verdi, “Güzel!”
Şehre daha hiçbir şey zara r vermeden kralın hizmetkarlarından büyük bir kısmı vuruldu ve birçoğu da
öldü. Bu defa kral öfkelendi ve dedi ki: “Yolları gözetleyin. Şehre girenlere ve çıkanlara dikkat edin.
Şehirden kimsenin dışarı çıkmasına ve düşman tarafına geçmesine izin vermeyin.” Onlar cevap verdi.
“Yolları gözetliyoruz. Sekden savaş arabası ve sekiz ordu şehri kuşatma altına aldı. Kralımızın huzuru
kaçmasın. Biz görevimizin başındayız”. Fakat kaleden bir firari çıkageldi, “Zuppa’nın tebaası şehrin içinde
bulunuyor. Zaruarlılar şehre girip girip çıkıyorlar, Efendimiz Teşup’un oğlunun tebası bir o yana bir bu yana
gidip geliyor”… Kral bu duruma çok sinirlendi.
Metnin gerisi kayıptır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder