18 Eylül 2019 Çarşamba

Arslantepe’nin Eseri Fransa’dan İsteniyor


Arslantepe’nin Eseri Fransa’dan İsteniyor


Arslantepe’nin Eseri Fransa’dan İsteniyor


1891’de Malatya’da Arslantepe Höyüğünden alınarak, Fransa’nın başkenti Paris’teki Louvre Müzesinde 126 yıldan beri sergilenmekte olan “Geyik Avı Kabartması” adlı eserin yeniden Malatya’ya kazandırılması için resmi olarak girişimlere başlanıldı. Louvre Müzesinin resmi internet sitesinde Geyik Avı Kabartması ile ilgili olarak verilen bilgide, eserin Malatya’dan götürüldüğü belirtilirken, teknik detayda ise “Bilhassa Milid (Malatya) krallığında ortaya çıkan heykel okulunun muhteşemliğine bu geyik avı kabartması tanıklık etmekte” deniliyor. Sitede eserin satın alındığı bilgisine de yer veriliyor.
-126 yıl önce Fransa’da sergilenmeye başlamış…
Malatya İl Kültür ve Turizm Müdürü Levent İskenderoğlu, dünyanın bilinen en eski kerpiç sarayına, dünyanın bilinen ilk bürokratik devlet sistemine, dünyanın bilinen ilk kılıçlarının gün yüzüne çıktığı, laiklik sisteminin ilk uygulandığı yer gibi çok sayıda tarihsel özelliklere sahip olan Malatya’daki Arslantepe Höyüğünde 1891 yılında çıkartılarak Fransa’ya götürülen Geyik Avı Kabartması adlı eserin geri getirilmesi için resmi çalışmalara başlandığın açıkladı.
Malatya İl Kültür ve Turizm Müdürü Levent İskenderoğlu,arşiv taraması çalışması yürütürken, TRT arşivinde Malatya ile ilgili belgeselleri incelerken, Arslantepe Höyüğü ile ilgili hiçbir resmi kayıta yer almayan, ancak TRT’nin 1986 yılında yayınladığı “İl İl Türkiye 7.Bölüm” deki belgeselde geçen bir bilgi üzerine harekete geçtiklerini anlattı. İskenderoğlu; “Belgeselde ‘Arslantepe’nin dünyaca tanınması burada bulunan ve Louvre Müzesinde sergilenen Geyik Avı Kabartması ile oldu.’ şeklindeki bilgi dikkatimizi çekti. Bu bilgi üzerine harekete geçerek araştırma başlattık” dedi.
Louvre Müzesinin web sayfasında yapılan incelemede, Geyik Avı Kabartması’nın 1891 yılından beri satın alma yoluyla müzede sergilenmekte olduğu ve Malatya’dan götürüldüğü belirlendi.
-“ Anadolu’nun ilk kent devleti Arslantepe’dedir”
Malatya İl Kültür ve Turizm Müdürü Levent İskenderoğlu, “Arslantepe; Anadolu’nun ilk kent devletidir ve aynı zamanda dünyanın bilinen en eski sarayına sahiptir. Bu iki ifade bile aslında Aslantepe’nin önemini anlatmak için yeterli olduğunu düşünüyorum. Milattan Önce 5 bin-5 bin 500 yıllarına kadar uzanan bir geçmişe sahip Arslantepe ve Anadolu’nun Fırat Havzasının en önemli Hüyüklerinden bir saray yapısıdır. Ve daha önemlisi burada bulduğumuz mühürler. Bu mühürler, 2 bin 200 civarında. Bu mühürler burada memurların olduğunu ve devlet sistemi içerisinde, bürokratik bir sistem içerisinde burada mal dağılımını, devlet ve halk ilişkisini düzenlediklerinin ve planladıklarının bir göstergesi. Her bir devlet memuru için bir mühür olduğunu düşündüğümüzde çok sayıda memurunda burada görev yaptığının bir göstergesi. Bu nedenle biz, ‘Devlet Fırat’ın kenarında doğdu’ diyoruz. ‘Arslantepe’de doğdu’ diyoruz. Ve ‘Anadolu’nun ilk kent devleti Arslantepe’dedir’ diyoruz. Bu anlamda Arslantepe’yi önemsiyoruz.” şeklinde konuştu.
-Fransızlar 1890’lı yıllar da yüzey araştırması yapmış
Arslantepe’de resmi kazıların 1932 yılında başladığını, ancak 1890’lı yıllarda Fransız ekibin Mlaatya’ya gelerek yüzey araştırması yaptığını anlatan İskenderoğlu, “1890’lı yıllarda buraya bir Fransız ekip geliyor ve birkaç sondaj kazısı ve yüzey araştırması yapıyor. Daha sonra Louis Delaporte başkanlığındaki bir Fransız) ekip 1932 yılında geliyor ve burada kazılara başlıyor resmi olarak. Tabi daha sonra ikinci dünya savaşı neticesi ile bu akamete uğruyor. 1961 yılında Roma La Sapienza Üniversitesi burada kazılara başlıyor. Yaklaşık. 55-56 yıldır aynı ekip şuanda Prof. Dr. Marcella Frangipane başkanlığında kazılarına devam ediyor.” dedi.
-“Devlet yönetiminde laiklik sistemi var”
Arslantepe’de laiklik sisteminin ilk başladığı yerleşimlerden birisi olduğu ile ilgili bilgi için ise, İl Kültür ve Turizm Müdürü Levent İskenderoğlu, “Burada özellikle 2010 yılından sora yapılan kazılarda sarayın bir kabul bölümü var, ortaya çıkarılan. Burada ve daha önceki buluntularla bunların devlet yönetim anlayışının din işlerinden ayrı olduğunu, yani bir ruhban sınıfı tarafından yönetilmediğinin bir göstergesi olarak algılıyoruz. Prof. Dr. Marcella Frangipane’nin ifadesi de sanırım buna dayanıyor.” İfadelerini kaydetti.
Bu yılki kazıların 1 Ağustos’ta başladığını ve Ekim ayı ortalarına kadar mevsim şartlarına göre devam edeceğini belirten İskenderoğlu, “Her sene önemli buluntularına Arslantepe kazıları içerisinde rastlıyoruz. 1930’lu yıllarda, 1937’te sanırım çıkan Geç- Hitit Dönemine ait Kral Tarhunza, aslan heykelleri ve çok sayıda Orthostat Anadolu Medeniyetleri Müzesine götürülüyor, dönemin koşulları içerisinde Malatya’da yeterli müze olmadığı için. Şuanda da Malatya bölümünde Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmeye devam ediyor. Biz 2012 yılında Malatya Valiliği olarak bunların replikalarını yaptık. Aynı taştan ve geleneksel usullerle, çekiç ve murçla. Arslantepe’nin girişinde şuanda bunları sergiliyoruz. O tarihten sonra çıkan buluntular 1970’li yılardan sonra Malatya Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. “ şeklindeki bilgileri paylaştı.
-Geyik avı kabartmasının Fransa’dan istenmesi için çalışmalar başlatıldı
Fransa’nın başkenti Paris’teki Louvre Müzesinde sergilenen Geyik Avı Kabartmasının Malatya’dan götürülerek 1891 yılından beri burada sergilenmekte olduğunu tespit ettiklerini belirten İskenderoğlu, gelişmeyi şöyle anlattı:
“Geçtiğimiz günlerde arşiv araştırması esnasında TRT’nin 1986 yılında Malatya’nın tanıtımı için yapmış olduğu genel içerikli bir bölümünde Arslantepe’yi anlatırken, Arslantepe’nin asıl meşhur oluşunun buruda bulunan ve Louvre Müzesinde sergilenin Geyik Avı Kabartması ile olduğu ifadesi yer aldı. Bu çok dikkatimizi çekti ve biz bu hususu Sayın Valimiz Ali Kaban’a arz ettiğimizde konuyla ilgili bir araştırma yapmamız yönünde bir talimat aldık. Ve yaptığımız araştırmalarla şuanda Louvre Müzesinin web sayfasında ve diğer kaynaklarda bu eser ile ilgili geniş bir dosya oluşturduk. Yine 1894 yılına tarihlenen neredeyse bütün unsurları tıpa tıp aynı olan başka bir kabartma var şuanda Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenen. Orada da geyik yerine aslan var, Aslan Avı Kabartması. Yine atlı araba üzerinde Kral Maradas’ı gösteren bir kabartma. Bu kabartmada 43 santime, 78 santim ebatlarında. Hitit Kralı Maradas’ı atlı araba üzerinde geyik avı yaparken gösteren çok önemsediğimiz bir eser. Bakanlığımız ile yaptığımız görüşmeler neticesinde, bakanlığımıza yazılarımızı yazdık, oluşturduğumuz dosya ekine koyduk. Kültür ve Turizm Bakanlığına yazımızı sayın valimizin imzası ile geçtiğimiz hafta gönderdik. İnşallah bu eserin ülkemize ve şehrimize kazandırılması için ilk adımı atmış olduk.”
-TRT Belgeseli: Arslantepe’yi Geyik Avı Kabartması dünyaya tanıttı
TRT’nin 1986 yılında yayınlanan İl İl Türkiye adlı belgesel çalışmasının 7. Bölümündeki Malatya ile ilgili bölümde, Arslantepe hakkında, buranın tanıtımının Louvre Müzesinde sergilenen Geyik Avı Kabartması olduğu ifade ediliyor. Söz konusu bölümde geçen ifadeler şu şekilde; “Malatya’da binlerce yılık geçmişi hatırlatan, birçok arkeolojik alan var. Arslantepe Höyüğü de bunlardan biri. Höyükte ilk resmi kazı 1932’de başlatılmış. Ancak Arslantepe’nin dünyaca tanınması burada bulunan ve Louvre Müzesinde sergilenen Geyik Avı Kabartması ile oldu.^”
* * *
LOUVRE MÜZESİ: ESER MALATYA’DAN GELME.
ÜZERİNDE MİLİD (MALATYA) KRALI MARADAS’IN ADI YAZIYOR
Louvre Müzesinde 126 yıldan beri sergilenmekte olan Malatya’dan götürülme Geyik Avı Kabartması ile ilgili çalışma kapsamında Malatya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından müzenin resmi internet sitesinde Geyik Avı Kabartması adlı eser hakkındaki bilgiler Türkçeye çevrildi.
Louvre Müzesinin Geyik Avı Kabartması ile ilgili olarak yayınlamış olduğu teknik bilgiler şu şekilde:
GEYİK AVI KABARTMASI
Yakın Doğu Antik Eserler Dairesi: Anadolu
Kabartma; Hitit Kralı Maradas’ı atlı arabası üzerinde bir geyik avında gösteriyor.
At arabası ile av sahneleri, yaklaşık M.Ö. 1200 yıllarında Hitit İmparatorluğunun çöküşünün ardından güneydoğu Anadolu ve kuzey Suriye’de ortaya çıkan bağımsız krallıklar döneminde zirveye ulaşan kabartma sanatının gözde konularından birisiydi. Bilhassa Milid (Malatya) krallığında ortaya çıkan heykel okulunun muhteşemliğine bu geyik avı kabartması tanıklık etmekte ve Mezopotamya ve Suriye sanatından etkilenen Hitit sanatının mirasının devam ettiğini göstermektedir.
-GEYİK AVI
Hitit dünyasının resim sanatında çok eski bir tema olan geyik avı, güneydoğu Anadolu’nun Malatya şehrinde keşfedilen bu kabartmada yer alan arabada tasvir edilmektedir. Bu türden alçak kabartmalar saraylar ve resmi binaların duvarlarının alt bölümlerine konulmaktaydı. Süsleyici rol oynamalarının yanı sıra, ayrıca pişmemiş kerpiçle yapılan duvar temelini koruyarak işlevsellik üstleniyorlardı.
-ASUR KABARTMASININ ETKİSİ
Hitit İmparatorluğu yaklaşık MÖ 1200’lerde yıkılmasına karşın, Hitit kültürü güneydoğu Anadolu ve kuzey Suriye’de hüküm sürmüş bir dizi küçük krallıkta yaşamaya devam etti. Malatya, yani Milid Krallığı, bu küçük Geç-Hitit krallıklarının en gelişmiş olanlarından birisiydi. Milattan Önce 11. yüzyılda, Hitit kabartma sanatının geleneksel biçimleriyle işleyen bir heykel okulu Malatya’da kuruldu. Ayrıca bu av kabartması, bölge MÖ 8. yüzyılda Asur yönetimine girmeden önce Asur İmparatorluğunun artan etkisinin krallık üzerinde kendini hissettirdiğini göstermektedir.
-SAVAŞ ARABASI
Kabartma üzerine hüküm sürdüğü tam tarihler belli olmayan Milid Kralı Maradas’ın adı yazılıdır. Yerel stilde elbiseler giymiş iki kişi hafif atlı arabayı sürmektedir. Tek dingil üzerinde hareket eden bu tür arabalar, sadece altı tekerlek parmagıyla tutturulmuş nispeten küçük tekerleklere sahipti. Arabanın arkasında bir mızrak veya kargı bulunmaktadır. İki çapraz sadak kenara tutturulmuştur: Bu ayrıntılar kabartmanın MÖ 11. yüzyıla tarihlendiğini göstermektedir. Bunun gibi hızlı ve manevra yeteneği bulunan arabalar avda kullanılmakla birlikte esasında askeri amaçlıydılar. Daha sonra terk edilen uygulama gereği burada sadece bir at görülüyor; aslında bir çift at olması gerekirdi. Okçu okunu fırlatmak için hazırlanırken, sürücü dizginleri eliyle sıkıca kavrayarak kendi hızını kaçan geyiğin hızına ayarlamaya çalışıyor. Avcılara bir köpek eşlik ediyor. Atın sırtının üstünde arabanın sabit sırığı görülmekte. Atın gemi yok ve doğrudan yularla dizginleniyor gözüküyor. İki püsküllü bel kuşağı sırtın arkasında görülürken, kafası bir kuş tüyüyle taçlanmış olmalı.Ö. 11. yüzyılda yapıldığının göstergesi olduğu belirtiliyor.
Yine müzenin resmi sitesinde Malatya’da çıkarılan eserle ilgili olarak yapılan teknik açıklamada ‘1891 yılında satın alındı’ ibaresi ise dikkatlerden kaçmıyor.
Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder