28 Eylül 2019 Cumartesi

Neolitik Devrim Nedir?



Jean François Millet, Başak Toplayan Kadınlar, 1857, Musée d’Orsay


Tarım Devrimi olarak da adlandırılan Neolitik Devrim yaklaşık 12.000 yıl önce başladı. Son Buzul çağının bitimine, içinde bulunduğumuz jeolojik devir Holosen’in ise başlarına denk gelen bu devrim, insanların yaşam tarzını, beslenme alışkanlıklarını ve birbirleriyle etkileşimini sonsuza dek değiştirdi.


Neolitik dönem boyunca, avcı toplayıcılar gözlerine kestirdikleri avlarının peşinde koşarken doğal dünyayı adım adım turluyordu. Ancak, daha sonra köklü bir değişim gerçekleşti ve bu göçebe insan toplulukları avcı toplayıcılıktan daha yerleşik bir düzene geçerek çiftçi oldular.
Neden yerleşik düzen?  
Söz konusu geçişin tam olarak ne zaman ve neden gerçekleştiği hala birer tartışma konusu olsa da, avcı toplayıcılıktan tarıma yöneliş tüm dünyada belgelendirilmiş durumda. Tarımsal faaliyetlerin ilk kez, Orta Doğu topraklarında yer alan Bereketli Hilal’de, birden fazla insan grubu tarafından birbirinden bağımsız olarak gerçekleştirildiği düşünülüyor.
Bu bağlamda, “tarım devrimi”nin farklı zamanlarda farklı yerlerde gerçekleşen bir dizi devrimden oluştuğunu söylemek mümkün.
İnsanların neden göçebe hayatı bırakıp yerleşik düzene geçtiğine dair çeşitli varsayımlar bulunuyor. Artan nüfusun yarattığı baskının besin rekabetini artırıp yeni besinler yetiştirme ihtiyacını doğurması; tarıma, yaşlı ve çocukları besin üretimine katmak için geçilmesi; insanların ilk evcilleştirme uğraşları sırasında değiştirdikleri bitkileri besin kaynağı olarak benimsemesi daha sonraysa bu bitkilerin insanlara bağımlı hale gelmesi bu varsayımlardan yalnızca birkaçı.
İnsanların avcı toplayıcılık ve göçebelikten tam olarak nasıl ve neden ayrıldığı bilinmez, ancak insan toplulukları bu yaşam tarzından koptukça daha yerleşik bir düzen benimsemeye başlamıştı. Bu durum kısmen, giderek daha fazla bitkinin evcilleştirilmesinden kaynaklanmaktaydı.
İnsanlar 23.000 yıl önce gibi erken bir tarihte bitkileri ve tohumlarını toplamaya başlamış, arpa gibi tahılları ekip biçmeleri ise 11.000 yıl öncesi gibi yine erken bir tarihte meydana gelmişti.  Bu tarihten sonra, bezelye ve mercimek gibi protein yönünden zengin diğer besinlere geçilmişti. İlk çiftçiler yetiştiricilikte daha iyi hale geldikçe, depolanması gereken fazladan tohum ve mahsuller de üretilmeye başlandı. Bu durum, daha tutarlı besin mevcudiyeti sayesinde nüfus artışını teşvik etmiş, tohumları depolama ve mahsule bakma ihtiyacı sebebiyle de daha yerleşik bir yaşam tarzı gerektirmişti.

Ürdün’de sürüsünü güden bir çoban.

Hayvanların evcilleştirilmesi
İnsanlar tarımla haşır neşir oldukça, hayvanları evcilleştirip onları bu uğraşa dahil etmeye başlamıştı.  Irak ve Anadolu’da koyun ve keçi güdüldüğüne dair 12.000 yıl öncesine dayanan delillere rastlandı. Evcilleştirilen hayvanların iş gücü olarak kullanılması daha kapsamlı tarımsal faaliyetleri mümkün kılmış ve istikrarlı bir şekilde artan nüfusa et ve süt yoluyla ek besin sağlamıştı.
Tarım devriminin insanlık için çok çeşitli sonuçlar doğurduğu şüphe götürmez bir gerçek. İnsanların toprağa giderek artan bağımlılığı ve kıtlığa karşı duydukları korkunun bir sonucu olan toplumsal eşitsizlikten beslenmedeki düşüş ve evcilleştirilmiş hayvanlardan kaynaklanan bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkışına kadar birçok olumsuz şey bu devrimle ilişkilendiriliyor.
Ancak, tarımla başlayan bu yeni dönem büyük nüfus merkezleri, ilerleyen teknoloji, bilim, sanat ve ticarette gelişmelerle özdeşleştirilen medeniyetlerin öncüllüğünü ettiği modern toplumların müjdecisiydi.

National Geographic. Erin Blakemore. 5 Nisan 2019.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder