Bir arkeolog, deneysel un üretimi için bazı bitkileri öğütüyor. C: Alexis Pantos / PNAS
Bilim insanları, Ürdün’deki 14.000 yıllık bir kazı alanında, bilinen en eski ekmek yapımı kanıtlarını keşfetti.
Bir çift ocak içinde bulunan kömürleşmiş kırıntılar, ekmeğin ilk örnekleri olarak tanımlandı ve tarımın başlangıcından çok daha önce ekmek hazırlandığını gösterdi.
Birkaç milimetre boyutundaki küçük topaklar halindeki kalıntılar, kuzeydoğu Ürdün’deki Kara Çöl’de arkeologlar tarafından keşfedildi.
Araştırma ekibi, ocaklarda bulunan kömürleşmiş bitkisel malzemelere radyokarbon tarihleme yaparak, ocakların 14.000 yıldan daha önce kullanıldığını tespit etti.
Araştırmanın eş yazarı Dr Tobias Richter, “Ekmek, tarımcı ve yerleşik toplumların bir ürünü olarak düşünülüyordu, ama Ürdün’de elde ettiğimiz kanıtlar, temel olarak, bitki ekiminin başlangıcını en az 3.000 yıl öncesine çekiyor.” diyor ve Levant’ta tam teşekküllü tarımın yaklaşık MÖ 8000 civarında ortaya çıktığına inanıldığını belirtiyor.
“Yani, herhangi bir bitkiyi yetiştirmeye başlamadan önce avcı toplayıcılar tarafından ekmek yapılıyordu.”
Richter ve meslektaşları, yayımladıkları makalede, 2012 ve 2015 yılları arasında yapılan kazılarda, yabani tahılları arayarak dolaşan Natufian olarak bilinen avcı toplayıcıların kullandığı ocaklarda bulunan kırıntıları nasıl bulduklarını anlatıyor.
Araştırma ekibi kalıntılar arasında, bir sulak alan bitkisinin küçük, yuvarlak yumrularını, lahana ailesine ait baklagillerin ve bitkilerin izleri, bazı buğday ve arpa içeren yabani hububatlar ve 642 küçük kömürlü topaklar ortaya çıkardı.
Bu topakların 24’ünün analizi, benzer olması beklenen diğerleriyle ekmek benzeri bir şey olduğunu ortaya çıkardı.
Richter, “Bunlar ekmek kızartma makinenizin alt kısmında bulabileceğiniz türden ekmek kırıntıları gibiydi. Tost makinenize yüksek güçle bastırdığınızda düşen şeyler gibi.” diyor.
Daha ileri analizler, 24 kırıntının 15’inin tahıl bitkilerinden, muhtemelen arpa, einkorn buğdayı veya yulaftan alınan dokular içerdiğini ortaya koydu.
Kırıntıların bir kısmının diğer bitkilerden de içeriğe sahip olduğu tespit edildi, bir sulak alan bitkisi yumrusu en muhtemel aday.
Dahası, kırıntıların analizi, ekmeği yapmak için kullanılan unun elenmiş olabileceğini düşündürüyor. Ekip, fırın olmamasının nedenini ise, ekmeğin muhtemelen ateşin küllerinde veya sıcak bir taş üzerinde pişirildiği anlamına geldiğini söylüyor.
Ekip, kırıntıların bir çeşit mayasız yassı ekmekten geldiğini söylüyor.
Yeni keşfedilen kırıntıları şimdiye kadar bulunan en eski ekmek kalıntılarını oluşturuyor ve daha önce Türkiye’deki Çatalhöyük’te bulunan ve yaklaşık 9.100 yıl öncesine tarihlenen ekmek kalıntılarının unvanını elinden alıyor.
Araştırmanın baş yazarı Amaia Arranz-Otaegui, “Gıda kalıntıları arkeolojide uzun zamandır göz ardı edildi ve bu nedenle yeterince çalışılmadı. Eminim daha eski arkeolojik alanlar incelense, örneğin 25.000 yıl önce Paleolitik dönemde ekmeğe benzer tahıl ürünleri bulabiliriz.” diyor.
Richter, tahılların toplanması ve işlenmesi çok emek gerektirecek bir şey olsaydı, Natufian bölgesinde bulunan ekmeğin temel olarak tüketilmesinin mümkün olmadığını söylüyor.
Araştırma ekibi, ekmeğin avcı toplayıcılar tarafından uzun yolculuklar için yapılmış olabileceğini öne sürerken, diğer kanıtlar da bir ziyafet ya da tören olayının bir parçası olabileceği fikrine ağırlık katıyor.
Richter, “Daha eski olan ocağın içinde, ayrıca en az bir düzine ya da daha fazla hayvanın kemikleri vardı. Bu kemikler su kuşları ve tavşan ve birkaç ceylana aitti. Bu yüzden daha büyük bir grup insan arasında paylaşılan bir yemek gibi görünüyor, ocakta yapılan küçük bir ziyafet gibi.” diyor.
Neolitik ve bronz çağın arkeolojisi profesörü olan ve araştırmaya dahil olmayan Amy Bogaard, çalışmayı büyüleyici olarak nitelendiriyor.
“Daha önce bu toplulukların bitkileri çeşitli şekillerde öğüttüğünü ve hazırladığını biliyorduk, ancak bu çalışma, bu erken tarihte gerçek ekmek benzeri kalıntıları belirleyen ilk çalışma.”
“Gıda tarihi açısından bakıldığında, yassı kurabiye benzeri gıda maddelerinin hazırlanmasının, tarımın başlamasından çok önce geldiğini ve bu bölgedeki çiftçiliğin, önceden belirlenmiş bir öğütme ve pişirme kültürü içinde ortaya çıktığını öne sürüyor.”
Ekip henüz bu ekmek tarifini yeniden yaratamamış olsa da, Richter, kuluçka makineleriyle yapılan ekmeği denediklerini ve eski ekmeğin nasıl tadına bakabileceğine dair bir ipucu sunacaklarını söylüyor.
“Biraz tuzlu olduğu için, muhtemelen şu andaki damak tadımıza göre değildi.”
The Guardian. 16 Temmuz 2018.
Makale: Amaia Arranz-Otaegui, Lara Gonzalez Carretero, Monica N. Ramsey, Dorian Q. Fuller, and Tobias Richter. 2018. Archaeobotanical evidence reveals the origins of bread 14,400 years ago in northeastern Jordan. PNAS
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder