22 Eylül 2019 Pazar

LİLİTH Eski bir yahudi efsanesine göre

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi


LİLİTH

İnsanlığın öyküsü Adem ve Havva ile başlıyor, öyle mi? Eski bir yahudi efsanesine göre, bu öykü Adem\'le Havaa\'dan öncesine uzanıyor. Yani Adem\'in ilk eşi Havva değil, Lilith adında bir kadındır. Ama, tarih boyuncagizlice aramızda dolaşıp, her kadın-erkek tartışmasında kendini gösterse de onu çok az tanıyoruz.
Sözü edilen efsane şöyle başlıyor: Tanrı topraktan Adem ile Lilith\'i yaratır. Mutlu mutlu yaşasınlar diye onları cennete yerleştirir. Ama bu iki insan çifti bir türlü huzur bulamaz. Sorunları mı? Günümüz çiftlerinin sorunlarından farklı değildir. Adem ilişkide her alanda söz sahibi olmak ister. Ancak Lilith buna karşı çıkar. Özellikle cinsel ilişki sırasında Adem\'in hep üstte yer almasını aşağılayıcı bularak itiraz eder. Kendisinin de Adem gibi topraktan yaratıldığını, yani eşit olduklarını savunur. Adem ise kendini, bağışlayan, bereketli gökyüzü; Lilith\'i de ürün veren toprağa benzeterek bu şekilde birleşmek konusunda diretir. Adem tavırlarında ısrar edince, Lilith, birlikte yaşamalrının zor olacağına karar verip Tanrı\'nın söylenmemesi gereken adını anarak göğe doğru yükselir. Sahip olduğu olanakları terk eden Lilith\'in yeri artık dışlanmışların arasındadır. Çevresindeki cinlerle ve cinlerin kralı Şamael (Şeytan) ile ilişkiye girer ve onlardan çocuklar doğurur.
Bu arada cennette yalnız kalan Adem, Tanrı\'ya dua ederek Lilith\'i geri ister. Tanrı, Sanvai, Sansanvai ve Semangelof isimli üç meleği geri çağırmak üzere Lilith\'e gönderir. Meleklere, dönmediği takdirde her gün yüz çocuğunun öldürüleceğini emreder. Ama, o kesinlikle dönmeyeceğini bildirir. Ve tehdit yerine getirilir...
Lilith, duyduğu acıyla bundan sonra, bütün hamile ve doğum yapmış kadınların, bebeklerin başdüşmanı olmaya yemin eder. Erkek çocukların doğduktan sonra ilk sekiz gün, kız çocukların ise ilk yirmi gün içinde canını alacaktır. Sadece yakınlarında bu üç meleğin ismi ya da şekli bulunanlara dokunulmayacaktır. Lilith artık kötüler tarafına geçmiştir.
Bunun üzerine Tanrı Adem\'in kaburga kemiğinden Havva\'yı yaratır. Bu yeni kadın, Adem\'den bir parça olduğu için, ona karşı çıkmayacaktır.
Aslında Lilith hakkında pek çok efsane ve öykü var. Örneğin Talmud\'da (Tevrat\'ın başta yazılı olmayıp, sonradan yazılı hale getirilen ikinci bölümü) ondan dişi bir şeytan olarak söz edilir. Bu rolüyle bir hayalet gibi yüzyıllarca tarih sayfalarında dolaşır. Kadın ve çocukları hedef alır, erkekleri baştan çıkararak onlara zarar verir. Yaptıkları bunlarla sınırlı değildir. Bir hayalet gibi kadınların beynine girip, erkeklerle eşit haklara sahip olma savaşını günümüze kadar sürdürür. Bazı efsanelerde de cadı suretinde çıkar karşımıza. Lilith\'e hepsi birbirinden farklı, ancak hepsi de kötü yakıştırmalarınniye yapıldığını anlayabilmek için geriye dönüp, dinler tarihine ve efsanelere bir göz atmak gerekiyor.
Lilith\'in geçmişi tektanrılı dinlerden çok daha önceye, eski Mezopotamya uygarlıklarına kadar uzanıyor. Genellikle Sümer ve Babil mitolojisindeki rüzgar tanrıçası Lilitu ile ilişkilendiriliyor. Lil, fırtına ya da rüzgar anlamına geliyor.(İbrâniler ve Akadlar'da da adı geçer)
Bir babil metninde ise, büyük tanrıça İştar\'ın tapınak fahişesidir. İştar, eski doğu dinlerinde şevhetli aşkın, tutkunun ve baştan çıkarıcılığın tanrıçası kabul ediliyordu. Bu özellikleri nedeniyle, fahişelerin, özellikle de kült olan tağınak fahişelerinin koruyucu tanrıçasıydı.Lilith\'e bazı özellikler Babil\'in kötü tanrıçası (belki de dişi şeytanı demek gerek) Lamatsu\'da da görülüyor. Lamatsu halk arasında albastı ya da lağusa hastalığı olarak bilinen rahatsızlığın ortaya çıkmasını sağlıyor, hamilelere zarar verip yeni doğan bebekleri öldürmeye çalışıyordu. Lilith\'in özellikleri Lamatsu\'ya aktarılmış olabilir miydi? Yoksa tersi mi yapılmıştı?
Gılgamış Destanı, Kabala, Talmud ve ölü deniz tomarları gibi metinlerde adı geçer..
SIDS sendromu olarak bilinen beşikteki sağlıklı bebeklerin gece uykularında âni ölümlerinin baş sorumlusu olduğuna inanılır. Hamile ve doğum yapmakta olan kadınlara musallat olup düşüklere, ölü doğumlara ve annelerin ölümüne sebep olduğu düşünülür. Yanlız yatan erkekleri uykularında baştan çıkarıp gördürdüğü düşlerin verimiyle hamile kalıp cin nüfusuna katkıda bulunduğu, aynaları yurt edinip özellikle aynaya fazla bakan kadınları kendi safına çektiği de inanılanlar arasındadır. Yahudi kadınlar odalarına onu uzak tutmak için bazı semboller ve yazılar yazsalar da Anadolu'da çok daha farklıdır. Lohusa anne ve bebeği 40 gün tek bırakılmaz, başlarına Kur-an bırakılır, akşam ve sabah ezanları arasında dışarı çıkılmaz, çamaşırları dışarı asılmaz ve halk arasında AL Karısı yada AL basması diye adlandırılır.. (Sümerlerde Kısıkıl LiL-La gece hayaleti) Farklı kültür, medeniyet ve dinlerde ismi değişse de ilk günden bugüne değin hâlâ yaşatılmaktadır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder